13 Aralık 2011 Salı

Bir hikayem var



Bodrum'da Nazlıcan ile takıldığımız dönemlerden küçük bir hikayem var.Bir gece önce kimbilir ne boklar yemiştik ki,sabahtan kendimizi plaja atmıştık,belliki uykumuzu deniz kenarında güneşlenirken almak için gitmişiz.Uyu,uyan,yat,kalk,yağlan,yemek ye derken biraz yüzmeye karar verdik,Nazlıcan ile denize
girip,eğlenmeye başladık.Plaj kalabalık,ortalık cıvıl cıvıldı.

Bizim yüzdüğümüz yere kaçan bir topu vermemizle başladı o gün maceramız,topu verdiğimiz adam bize Almanca teşekkür etti ve gülümsedi,ancak top bir kaç kere daha bize gelince tanışmanın gerekliliğini anlamış olacaklar ki, iki Alman adam yanımıza geldi.Birinin adı Tobias diğerinin adı Klaus'du ve muhtemelen 30 lu yaşlara yeni girmişlerdi.Hep birlikte top oynamaya başladığımızda Tobias'ın bana ilgi duyduğunu anladım,Klaus Nazlıcan'ın yanında duruyordu.Tobias bildiğimiz Alman turistlere benzemiyordu,sapsarı,çiğ bir görüntüsü yoktu,kumral,bronz tenli ve yeşil gözlüydü,boyu çok uzundu.

Bir süre sonra top oyunu yerini denizde adamların bizi sırtına alıp gezdirmesine dönüştü,çok eğleniyorduk ve bu adamların Mark'larını harcatmalıydık.Bir kaç saat böyle geçtikten sonra Tobias akşam bizi kaldığı otele davet etti,orada buluşacak,oradan bara falan gidecektik.Sevine sevine kabul ettik tabii.

Akşam olunca krem rengi şort-tulumumu giymiş,makyajımı yapmıştım,Nazlıcan'da zaten hep benim kıyafetlerimi giyerdi,ama yakıştırırdı.Otele gittiğimizde  gündüzden öğrendiğimiz oda numaralarına göre hemen yukarı çıktık,cep telefonu olmadığı için ,amacımız onlara geldiğimizi haber vermekti.Bunu neden aşağıdaki görevliler yoluyla yapmamıştık hatırlamıyorum.

Tobias'la Klaus'un odaları ayrıydı,Nazlıcan Klaus'un odasına gitti ben de Tobias'ınkine.Bornozla karşıladı beni Tobias,içeri davet etti,giyinmem kısa sürer dedi ,ben de beklemeye başladım.Bir kaç dakika sonra yanıma tekrar bornozla gelen Alman beni öpmeye başlayınca ciddi anlamda tahrik oldum ve kendimizi yatakta bulduk,ben giyinik,o ise çırılçıplaktı.Almanca,İngilizce karışık bir şeyler söyleyince ben iyice onun dudaklarına gömüldüm,ama ben çok çıldırmışçasına tahrik olmama rağmen birlikte olmak istemiyordum,saçım bozulacaktı ve zaten tulumum da zor giyilip,çıkarılıyordu.Eğlence sonrası yapardık işte ne acelesi vardı diye düşünürken bir yandan da onun sünnetsiz aletine merakla bakıyordum.Tobias çok ısrar etse de soyunmadım ama onun üzerindeydim ve onun mastürbasyon yapışını izliyor,onu öpüyordum.Kocaman,kırmızı aletini hızlı hızlı elinde oynatıyordu ve ben içime girmesini hayal ediyordum.

Kapı çalınca aniden banyoya koştu Tobias,boşalıp boşalmadığını bilmiyorum,Nazlıcan'ları fazla bekletmemek için kapıyı hemen açtım,ama karşımda Nazlıcan değil otelin yetkilisi duruyordu.Önce Nazlıcan'ların kapısını çalmış,sonra bizimkini,bizi hakaret yağmuruna tuttu.Neden odaya çıkmışız,ne fahişelik yapıyormuşunuz,hemen gitmezsek polise gidecekmiş.Tabi Tobias'lara da ters ters bakmayı ihmal etmedi,Nazlıcan'la arkamıza bakmadan kaçarak uzaklaştık,bir daha da Almanları görmedik.Otel yetkilisinin amacını da anlamadık,orası turistik bir bölge ve otellerde her gece seks yapılır, ama sanırım adam sinsice yukarı çıktık diye kızmıştı.O gece planlarımız suya düştü,boğuldu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder