22 Aralık 2011 Perşembe

Bir hafta sonu hikayesi


Yunus ile kuzenimin yattığı hastanede tanıştık, ben o zaman 22 yaşındaydım ve  İstanbul'da hastanede yatan arkadaşımın yanında refakatçi olarak kalıyordum.Zatürre
olan Dilara 15 gündür hastanedeydi ve daha bir kaç daha yatması gerekiyordu.Sırf onun yanında kalabilmek için bir kaç ayımı İstanbul'da geçirmeye mecburdum.15 gün sonunda doktor onun ara sıra hafta sonları banyo yapmak için ve moral kazanmak için eve iki günlüğüne çıkabileceğini söylemişti ve bu bizim için müthiş bir haberdi.

Benden üç yaş büyük olan Dilara evliydi ,sonunda iki günlüğüne de olsa evine gidecek,evinde vakit geçirecekti ancak izin tarihinden üç gün önce yaşananlar olmasaydı.

Ara sıra sigara içmek için bahçeye çıktığım zaman gözüme çarptı Yunus,esmer oldukça yakışıklı,her şeyden önce bitirim bir tipti,tam İstanbul çocuğuydu, arkadaşlarıyla konuşurken uzaktan dikkat çeken el,kol hareketleri,yürüyüşü,vücut dili çok hoşuma gitmişti,tabi en önemlisi o da sürekli olarak gözünü benden alamamıştı.Tabi bu ilk bakışma akşam kaşla gözle işaretleşmeye,oradan da kantinde çay içmeye yol açtı.Hasta olan babasının ziyaretine sık sık geldiği için bir ayağı hastanede olan Yunus, konuşması ve tarzıyla insanı hemen etkisi altına alıveriyordu,Dilara'da ikimizi birbirimize çok yakıştırmıştı ve ben o gece heyecandan uyuyamadım,ondan ciddi anlamda çok hoşlanmıştım.

Çay içtiğimizin ertesi gün Yunus arabasıyla beni hastaneden aldı,ben refakatçi olduğum için serbestçe çıkabiliyordum ve Yunus beni İstanbul'u çok iyi bilmediğim için ilginç yerlere götürme sözü vermişti.İlk durağımız Sarayburnu oldu,oradan Kapalıçarşı,Mısır Çarşısı,Adalar en son da Boğaz'da akşama kadar gezdik.Adeta ben turist o da rehberimdi.Uzaktan gördüğüm ve kapıldığım halinden yakında da hiç farklı olmayan bu maço,deli dolu,yakışıklı genç adam beni benden almıştı ve bunu hastane kapısında arabasından inerken onun dudaklarına yapışarak belli ettim.

O gece geç vakte kadar Dilara ile Yunus hakkında konuştuk,o soruyor ben anlatmaya doyamıyordum,tam benim kafadandı,çakaldı,piçti,manyaktı,psikopattı,maçoydu ama çok tatlıydı,onu istiyordum.

Ertesi gün telefonuma gelen mesaj hafta sonu için yapılmış bir programı içeriyordu,hafta sonu beni Taksim'e eğlenmeye götürecekti, birlikte vakit geçirecektik,ancak buna imkan yoktu,hasta sonu Dilara izne çıkacaktı ve o evine gittiğinde eşine benim bilmediğim şehirde iki gün nasıl,nerede geçireceğimi açıklayamazdı.Ama benim fedakar arkadaşım hemen kendince bir plan yaptı,hafta sonu izin aldığını ailesine söylemeyecek, hastaneye yakın bir yerde oturan arkadaşında kalacaktık, ben rahatça gezip,dolaşacak sonra onun yanına dönecektim.İzne çıkıp kocasını bir hafta sonu görmese de olurdu,nasılsa haftaya tekrar eve giderdi.

Cuma günü hasta izin kağıtları dağılır dağılmaz biz soluğu Fatih'te aldık, gezmeye eşofmanlarla gidemeyeceğime göre,gece gezmesine uygun giysiler almalıydım,muhteşem planımızdan haberdar olan Yunus'ta boş durmuyor,Dilara'nın da bizimle gelmesi için baskı yapıyordu,kız hastanede bunaldığı için moral depolamalıymış.


Normal plana göre Cuma akşamını Dilara'nın arkadaşının evinde film izleyerek geçirip,Cumartesi gecesi eğlenmeye gidecektik,ancak içimiz içimize sığmadığı için Yunus'u arayıp yalvarıp yakararak Cuma akşamı çıkmaya ikna ettik,tabi o kabul eder etmez ben kuaför,makyaj ve giyim işlerini halletmiştim,geriye eşofmanlarla ortada kalan Dilara vardı.

Arkadaşından aldığı bir pantolon ve gömlekle Dilara iç güveyinden halliceydi,ama zatürre hastası arkadaşımın böyle gece gece dışarılara çıkması hiç akıllıca değildi ama neyse.Ben gece mavisi,pullarla süslü mini etek,siyah ince çorap ve siyah body üzerine giyilmiş siyah transparan kazağımla tam bir gece insanı olmuştum,sanırım beni hep eşofmanla gören Yunus çok şaşıracaktı.

Asıl sürpriz bize Yunus'tan geldi,Dilara'nın yanımızda yalnız olmasının sıkıcı olduğunu düşünen Yunus Murat isimli arkadaşını da yanında getirmişti,Dilara'nın evli olduğunu bilmemesi bu kararı almasında etkili olmuştu,ben bu duruma şok geçirirken Dilara'nın buna mutlu olması beni daha da şaşırtmıştı,kısaca herkes halinden memnundu.

İstiklal Caddesi'nde bir mekanda yemek yedikten sonra oralara yakın bir yerde eğlenmeye gittik,hasta olmasına rağmen Dilara'da içki içti,dans etti.Biz göbek attık Yunus ve Murat izledi,sonra birlikte dans ettik 2-3 saat eğlence mekanının hakkını vererek eğlendik diyebilirim.

Sonrasında Yunus'un arabası ve Murat'ın arabası arka arkaya dolaşmaya başladık, sabaha kadar dolaştık, bazen park edip arabada sarılarak yağmuru izledik,bazen uyukladık,bazen yarıştık,arabayla saatlerce yapmadığımız şey kalmadı (sevişmek hariç) ama Dilara bizden bir adım daha fazla atarak arabanın arka koltuğunda Murat ile birlikte olmuştu,zaten seks yaptıktan sonra Murat'a bir haller olmuş artık eve gitmek istediğini söylemişti.

Yunus Murat'ın bu kararından hiç hoşlanmamıştı,Murat eve giderse Dilara yalnız kalacak ve yanımıza gelecekti,oysa biz Pazar akşamına kadar arabayla bir oraya bir buraya vakit geçirmeyi planlıyorduk ama Murat kendisiyle sevişen Dilara'dan hemen uzaklaşmaya çalışıyordu.

Dilara'yı hastanenin orada oturan arkadaşının evine bıraktıktan sonra biz hala dolaşıyorduk,sabah olalı kaç saat olmuş ama gözümüze uyku girmiyordu ancak hiç uyumadan araba kullanmasına da gönlüm razı değildi ve Sultanahmet'te bir otele gitmeye karar verdik.

İki ayrı oda tuttu Yunus,oysa ben onunla aynı odayı istiyordum,ama ona bir şey belli etmedim,odalarımız aynı katta ama birbirinden oldukça uzaktı,yukarı çıkmadan önce kahvaltı ettik ve Murat'ın telefonla Dilara hakkında söylediklerini anlattı.

Yunus'un kendisi için erkek arkadaş getireceğini bilmeyen Dilara haliyle hastaneden çıktığı gibi gelmişti bizimle,benim kadar hazırlanmamıştı,epilasyonsuz,temiz iç çamaşırsız ve yıkanmamış haldeydi ,kadının suçu yoktu belki ama o haldeysen ilk kez gördüğün biriyle sevişmeyeceksin arkadaşım.Murat tüm bunlardan bahsetmişti ve ben  bir kadın olarak çok utanmıştım.Oysa ben Yunus için çok hazırlanmıştım.

Odama kendimi atar atmaz küvete sıcak su doldurup yarım saat uzandım,sonra kendime akşama kadar deliksiz uyku çektim.Kalktıktan sonra odama domates çorbası söyleyerek karnımı doyurdum,o saate kadar Yunus'tan ses çıkmamıştı en son ben aradım dışarı çıkmış,bazı işlerini halletmiş,akşama beni alıp tekrar gezdirmek için gelecekmiş.

Çantama koyduğum yedek kıyafetleri çıkarıp hazırladım,ama öncesinde yapmam gereken başka bir şey daha vardı,Yunus'un içime girdiğini bütün gece hayal eden ben bunu hayata geçirmeliydim,onunla sevişmeliydim ve bütün gece onun koynunda uyumamış olmaktan dolayı çok üzgündüm.

Akşam yedi gibi kapı çalınca ben bilmiyormuş gibi kafamı uzattım,Yunus gelmişti ve ben şaşırmış,o saatte beklemiyormuş gibi yaptım,bunun ispatı üzerimde sadece bornozun olmasıydı.

Kapıdan içeri girer girmez yatağa oturup sohbet etmeye başladık,tabi sohbet kısa,sevişme uzun sürdü.İstediğim eğlenmeye falan gitmek değildi,onunla Pazar akşamı hastane dönüşüne kadar odadan çıkmamaktı ve amacıma ulaşmaya az kalmıştı.

Velhasıl o gece ve ertesi gün akşama kadar hiç odadan çıkmadık,televizyon izledik,odamıza meyve salatası,tavuk,çorba aklımıza ne geldiyse söyledik,içki içtik,seviştik zaten hep bornozla durduk,çok harika bir hafta sonuydu,bu çocuk benim uzun ilişki yaşamam gereken biriydi,fazla kıskanç olmasının dışında tam bana göreydi.

Yunusla o hafta sonundan sonra ne olduğu belirsiz bir ilişki yaşadık,geleceğim dediği günler hastaneye gelmedi,olmadık anlarda hediyelerle geldi,günlerce hiç aramadı,gece yarısı arabasıyla hastane kapısına dayandı,telefonlarıma cevap vermedi,sabahın körü karşıma çıktı tam bir manyaktı ve ben ona sırılsıklam aşıktım.

Dilara hastaneden çıktıktan sonra en bir süre daha Yunus'la bu şekilde ilişkimiz sürdü,onun ne halt ettiğini bilmiyordum ama ben de bir başkasıyla olamıyordum,aradığı zaman gözün benden başkasına bakmasın diye tehditler savuruyor ama bana vakit ayırmıyordu,çok acayipti ben hep ondan haber bekliyordum,o istediği zaman ansızın karşıma çıkıveriyordu ve bu şekil 6 ay sürdü.Sonra ben İzmir'e döndüm yıllarca birbirimizden Dilara aracılığı ile haberler aldık,bir ara telefonlaştık,arada hala Dilara'ya beni sorar,selam söyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder